Tepegöz Kaç Yaşında? Bir Mitin Yaşı Üzerine Edebiyatın Derin Aynasında
Kelimenin dünyası, insanın dünyasından daha eski bir evrendir. Söz doğar, yaşar, dönüşür; tıpkı insan gibi, tıpkı anlatı gibi. Edebiyatın büyüsü, bir karakterin ya da olayın zaman dışı bir bilince dönüşebilmesindedir. Tepegöz bu bilincin en karanlık yüzlerinden biridir — yaşını hesaplamak yerine, onun çağlar boyunca büyüyen gölgesine bakmak gerekir.
Mitin Yaşı: Tepegöz Bir Zamanın Değil, Tüm Zamanların Çocuğudur
“Tepegöz kaç yaşında?” sorusu, görünürde biyografik bir merak taşır; ancak mitolojik karakterler yaşlanmaz. Onlar, bir kültürün bilinçaltında sürekli yeniden doğarlar. Tepegöz’ün yaşını aramak, aslında Oğuz toplumunun korkularının, açlıklarının ve adalet arayışının yaşını aramaktır. Her anlatıda, her çağda o yeniden gençleşir, çünkü her kuşak kendi canavarını yeniden tanımlar.
Doğumun Sınırı: İnsan ve Doğa Arasında Bir Çatlak
Tepegöz’ün doğumu, sıradan bir hikâyenin başlangıcı değildir. Bir perinin büyüsüyle, bir insanın gafletiyle dünyaya gelir. Bu doğum, insan-dışıyla temasın ürünüdür. O yüzden Tepegöz ne çocuk olabilir, ne yetişkin; ne insan, ne de tam anlamıyla doğaüstü. O, sınırın kendisidir. Yaşını sormak, bir dağın, bir taşın ya da bir fırtınanın yaşını sormak gibidir — cevabı yoktur, çünkü o bir varlık biçimidir, bir zamansızlık halidir.
Basat ve Tepegöz: Zamanın İki Ucu
Tepegöz’ün yaşı, Basat’ın yaşadığı ahlaki zamanla ölçülür. Basat insanlığın bilinç aşamasını temsil eder; adalet, fedakârlık ve bilgelik onun yönünü belirler. Tepegöz ise ilksel kaosun kalıntısıdır — ne zaman doğduğunu değil, ne zaman yok edilmesi gerektiğini belirleyen bir figür. O yüzden “kaç yaşında” sorusu, “insanlık kaostan ne kadar uzaklaştı?” sorusuna dönüşür. Her çağda, her kriz döneminde Tepegöz biraz daha büyür, çünkü insanın içindeki karanlık asla tamamen ölmez.
Tepegöz’ün Yaşını Aramak: Edebiyatın Sonsuz Döngüsü
Bir metnin ömrü, yazıldığı tarihle değil, okunduğu her anla yeniden başlar. Dede Korkut’un sayfalarında doğan Tepegöz, Homeros’un Polyphemos’unu yankılar; Kafka’nın Gregor Samsa’sına selam verir; Mary Shelley’nin Frankenstein’ına göz kırpar. Her biri, insanın doğayla, Tanrı’yla ve kendi iç sesiyle olan çatışmasını taşır. Tepegöz bu zincirin Türk edebiyatındaki halkasıdır. Yaşını bu yüzden ölçemeyiz — çünkü o her edebi çağda, her anlatıda yeniden doğar.
Mitin Dönüşümü: Zamansız Bir Ayna
Tepegöz’ün “yaşsızlığı”, onun bir edebi arketip olarak işlev görmesini sağlar. Tek gözü, tek hakikati görmenin, tek güç arzusunun sembolüdür. Oğuz ilinin düzenini yıkan bu tekil bakış, insanın evrensel hatasıdır: kendinden başkasını görememek. Edebiyat, bu yüzden Tepegöz’e her dönemde yeni bir yüz verir. Modern çağda bu yüz bazen teknoloji olur, bazen iktidar, bazen de bireyin içindeki doyumsuz benlik. Böyle bakıldığında Tepegöz, bin yaşında değil, her an doğan bir varlıktır.
Tepegöz’ün Yaşına Dair Edebi Yorumlar
Edebiyat tarihçileri, Tepegöz’ün izini yalnızca Dede Korkut’ta değil, orta Asya destanlarında, İslamiyet öncesi Türk mitolojilerinde ve Avrupa halk anlatılarında da sürer. Akademik açıdan, karakterin kökeni M.Ö. 1. binyılın sözlü mitos katmanlarına kadar gider. Bu durumda Tepegöz’ün yaşı yaklaşık üç bin yıl olarak düşünülebilir — fakat bu tarihsel bir veri değil, bir kültürel bilinç süresidir. Çünkü mitler, kronolojiyle değil, insanın hafızasında var olur.
Yaşsızlığın Anlamı: Mit Olarak İnsan
Tepegöz’ün yaşı, bizim insan olma yaşımız kadardır. Her çocuk onun hikâyesini duyduğunda, insanlığın korkuları yeniden doğar; her yetişkin onu yeniden düşündüğünde, ahlaki sorgu canlanır. Belki de Tepegöz’ün asıl trajedisi budur: Ölümsüz değildir ama unutulmaz; insanın içindeki ölümsüz korkuyla aynı yaşta kalır. Bu nedenle “Tepegöz kaç yaşında?” sorusu, aslında “biz ne kadar büyüdük?” sorusudur.
Son Söz: Okur İçin Bir Davet
Edebiyatın gücü, yaş sormak yerine anlam aramaktır. Tepegöz, zamanı aşan bir ayna gibi, her okurun içinde farklı bir yüzle belirir. Kimimiz onda korkuyu görürüz, kimimiz yalnızlığı, kimimiz gücün yozlaşmasını. Peki sen, okur, Tepegöz’ün kaç yaşında olduğunu kendi çağında nasıl hissediyorsun? Yorumlarda, bu yaşsız karakterin sende bıraktığı izleri paylaş; çünkü her yorum, bu kadim hikâyeye yeni bir çağ ekler.
Kaynakça
- Ergin, Muharrem. Dede Korkut Kitabı. Türk Dil Kurumu Yayınları.
- Tezcan, Semih & Boeschoten, Hendrik. Dede Korkut Oğuznameleri. Yapı Kredi Yayınları, 2001.
- Campbell, Joseph. Kahramanın Sonsuz Yolculuğu. İthaki Yayınları.
- Eliade, Mircea. Mitlerin Özellikleri. Kabalcı Yayınları.